Turkish | English | |
---|---|---|
Phrasals | ||
Phrasals | için muhafaza etmek | preserve for v. |
Turkish | English | |
---|---|---|
General | ||
General | tuz muhafaza etmek için olan bir kutu | saltbox n. |
Phrasals | ||
Phrasals | biri için birini/bir şeyi muhafaza etmek | keep someone or something for someone v. |
Phrasals | (bir şeyi biri/bir şey) için muhafaza etmek | preserve (something) for (someone or something) v. |
Law | ||
Law | borcu muhafaza etmek için başkasının mülkü üzerindeki hak | lien n. |
Industry | ||
Industry | tabaklama için muhafaza etmek üzere yünü kırkılıp havayla kurutulmuş olan koyun postu | slat n. |
Technical | ||
Technical | istiridye yumurtasını yakalayıp muhafaza etmek için kullanılan bir tür kutu benzeri yapı | ruche n. |
Gastronomy | ||
Gastronomy | (etin dış kısmını) iç kısmındaki suyu muhafaza etmek için şiddetli ısıya maruz bırakmak | seal v. |
Biology | ||
Biology | muhafaza etmek veya çoğaltmak için organik yapıların içine yerleştirildiği sıvı veya katı madde | medium n. |
Breeding | ||
Breeding | sığırları muhafaza etmek için inşa edilmiş bina | neathouse n. |